Ben aşık oldum.
Tabi ki ulaşılabilir türden değil. Hep olan türden. Dizi ve film aşklarından bahsediyorum.
Yeni diziye başladım. “Sherlock.” Dahi kişilik falan hani, bilirsiniz. İşte ben ömrüm boyunca çok zeki olduğunu düşündüğüm insanlara hep hayranlık duydum. Başka ölçütlerim neredeyse yok gibi, zeki olmak durumu dışında. He ben çok mu zekiyim? Zaten değilim. Ama olanlara hep bir hayranlığım var. Öyle olduklarını nasıl anlıyorum peki? Burada da benim gözlem yeteneğim devreye giriyor. Buna yetenek demem komik oldu, durun biraz. Bariz bellidir zekilik zaten değil mi?
İnsan tahlili yapabilmek mükemmel bir şey. İnsan sarrafı olmak belki. Mesela birinin bana benim hislerimi, düşüncelerimi anlatması, beni bana anlatması güzel yani. Ne düşündüğümün bilinmesi, of diyorum. :)
Benim kararlarımı hislerimden çok mantığım verir. Aşık olacağım kişiye de mantığım karar verir. Hissiz de değilim tabi. Ama öyle işte. Bir insanda çok fazla zekilik durumu aramak da mantığımın bir seçimi. Belki de sadece hayranlık.
Çok önceleri benden iki yaş küçük birine aşık olmam da bu dahi olma durumunu nasıl önemsediğimin bir göstergesi olsa gerek. Mantığım bile geçememiş önüme.
Aslında zekilik de değil. Herkesten farklı olmak gibi bir durum. İlgi alanlarının herkesinkinden farklı olması, daha bir sıra dışılık hali. Alışılmışın dışındalık.
Bu kadar. Yeterli cümlem yok ve anlatamadım. :)
Her neyse, dizi gayet güzel.