“Bu anı sonsuza kadar yaşarım ben” diyebileceğimiz bir
an gelecek, biliyorum.
Aslında çoktan teşrif etti, poşet poşet taşıdığı
mutluluk hediyeleriyle birlikte. Anlar konuştu bağıra çağıra, biz sessize aldık
kendimizi. Bitmesini istemediğimiz çok an bitti bile çoktan. Her seferinde
eskisini unutup, yenisini sevmez miyiz ki zaten.
Yenileri biraz daha yeni, daha cüretkar, fazla parıltılı.
Anı yaşattığı kişinin huyunu suyunu almış biraz. Kendi gibi değil, sevdiğinin
sevdiği gibi davranıyor.
Kendi gibi olmayanlar, birden ve sebepsiz yere
yüreklerinin son hızlarıyla koşup ağızlarına kadar gelmesini de seviyorlar. Anı
yaşatanlar gerekli gereksiz korku sarıyorlar hep yüreklere.
Yeni misafirlerimiz var aynı zamanda. Yaşayacaklarımız
kapıda. Poşet poşet taşıdıkları kullanma talimatsız, faydalı faydasız
hediyeleriyle birlikte.
An seçimi yapamam ben. Korku bile sevdirir kendini. Ama
sakın korkutma beni şimdi.
Sen yaz dedin, ben de yazdım.
6 yorum:
http://4.bp.blogspot.com/_w927ROGQAtE/SamcSv-CVeI/AAAAAAAAANg/78MKCjtURoo/s400/anlamadik.jpg
:D
Bir daha oku murat, bir daha.
Ben de anlamadim.
Sık rastlanan bir durum tabi.
hımmmm çok iyi bu inan.
:)
ve ilk paragrafı ben yazmalıydım yaw.
senin bu kısacık ama arkasında bi çekmece derin düşünce olan yazıların.
:)
deep;
Çok sağol. :)
Belki de laf kalabalığı, kim bilir. :)
Yorum Gönder